Baltık gezimizin ilk durağı olan şehir
Vilnius. Akşam üzeri olması, havanın kapalı olması ve günlerdir yolda
olmamızdan kaynaklı olsa gerek ilk izlenimimiz çok parlak değildi. Düşük bütçe
ile çok yer görmeye hevesli olanlardanız
biz. Bu yüzden tek gece geçireceğimiz Vilnius'ta couchsurfing tercih ettik.
Havaalanından şehre ulaşım çok kolay, 1 Euro'ya bilet alıp şehir
merkezine gidebiliyoruz. Bilet otobüsten alınabiliyor.
2) Katedral Meydanı
6) Vilnius Üniversitesi
9) St. Paraskeveya Kilisesi
Otobüsten iner inmez gideceğimiz yerin adresini bir abiye
gösteriyoruz ve o tüm sıcaklığıyla bizi gideceğimiz yere kadar götürüyor. Ev
sahibimize ulaşamıyoruz yolda gördüğümüz diğer bir yerliden rica edip
telefonunu kullanıyoruz. En son ev sahibimizle karşılaşıp onun da sıcaklığını
görünce pes diyoruz. Kim demiş Kuzey insanı soğuktur diye…Vilnius önyargımız
değişiyor ve herşey daha pembe daha parlak geliyor artık bize...
Eğer ben gibi sakinliği, Sovyet etkisini,
evlerini, mimarisini, doğayı, trafikte vakit öldürmemeyi, soğuk kışları ve
yazın ortasında hırkayla dolaşmayı sevenlerdenseniz Baltık ülkeleri harika.
Vilnius hakkında;
- Kışları soğuk, yazları ılık-sıcak dense de temmuzda yaz ortasında gitmemize ragmen hava bayağı serin ve yağmurluydu hırkalarımızı hiç çıkarmadık. Hava sıcaklığı en fazla 22- 24 derece, yağmur yoksa tabi.
- Şehir küçük bir gün yeterli ama iki gün ideal olur.
- Diğer Baltık ülkelerine ve Avrupa ülkelerine göre oldukça ucuz hatta Türkiye’ye göre bile ucuz.
- Havaalanından ulaşım oldukça kolay. Havaalanı çıkışındaki duraklarda saati ve otobüs numaralarını kontrol edip 1 Euro ile gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.
- 1 Ocak 2015' e kadar kullanılan para birimi ‘Litas’ artık euro.
- Şehrin içini, görülecek yerleri yürüyerek rahatlıkla gezebilirsin.
- Bir turist olarak daha ayrıntılı bilgi isterseniz buraya tık tık..
Gidip gördüklerimiz:
1) Gates of Dawn
Ausros Vartu caddesinde bulunan Şehrin kapısı olarak bilinen Dawn kapısı (Şafak kapısı) Vilnius'un en önemli dini, tarihi ve kültürel anıtlarından biri olarak kabul edilir. Litvanya Büyük Dükalığı tarafından başkentin savunma surlarının bir parçası olarak 1503 ve 1522 yılları arasında inşa edilmiş. Yakınındaki yerleşim yerinden dolayı Medininkai Kapısı olarak da bilinir. 16. yüzyılda yapılan saldırılara karşı kenti ve yolcuları korumak amacıyla dini eserler içermekte. Şafak Kapısı'ndaki şapel mucizevi güçlere sahip olduğuna inanılan Meryem Ana simgesine sahip Yüzyıllar boyunca resim, hem Katolikler hem Ortadokslar tarafından kentin simgelerinden biri olarak kabul edilmiş.
St. Stanislav ve St. Vladislav Katedrali’nin olduğu meydan şehrin en ünlü meydanı olarak kabul ediliyor. Vilnius'daki Katoliklerin ruhani yaşam kalbi..
3) Gediminas Kulesi ve Kalesi
Katedral meydanından kuleyi ve kalenin kalıntılarını görebilirsiniz. Kaleden geriye pek bir şey kalmamış ancak kule gayet iyi durumda. Kulenin tepesine çıkıp şehiri görmek isterseniz giriş 4 euro. Ancak kuleye çıkmadanda şehrin manzarasını pekala görebilirsiniz.
4) Three Crosses Hill
Üç Haçlar'ın 14. yüzyılda yakındaki bir manastırda şehit edilen bir grup keşişi anmak için 17. yüzyılda inşa edildiğine inanılır. Gediminas Tepesinden kolaylıkla görülebilmekte. Eğer illa ki yakından görmek isterseniz birazcık tırmanmak zorunda kalabilirsiniz. Yaz aylarında bu tepe konserlere festivallere ev sahipliği yaparmış ama biz yakalayamadık.
5) Vilnius Town Hall
Doğu Avrupa'nın en eski üniversitelerinden biri olan Vilnius Üniversitesi Litvanya'daki reformla birlikte inşa edilmiş 1579'da üniversite olarak kabul edilmiştir.
7) St. Anna Kilisesi
Geç Gotik dönemin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen St. Anna Kilise'sinin kim tarafından yapıldığı ve ne zaman yapıldığı ile ilgili net bir bilgi hala bulunmamakta. Popüler bir efsaneye göre kiliseden etkilenen Napoleon Bonaparte gerçekten gösterişli olan bu güzel kiliseyi avuçları içinde Paris'e götürmek istemiştir. Bu romantik görüşün dışında, Napolyon karısına bu şehrin çok güzel olduğunu yazsa da kilise Fransız süvarilerine tahsis edilmiştir.
8) St. Casimir Kilisesi
10) Vilnius Ulusal Müzesi
Litvanya'nın tarihini, ulusal kültür ve geleneklerini, geçmişini film gibi izleyebileceğimiz müzenin tarihi 1855'e kadar dayanmaktadır. Çok büyük olmamakla beraber son derece renkli ve anlamlı bulduğumuz bir müzedir kendisi..
11) Vilnius Sokakları
Merkezi küçük olan şehirde görülmeye değer olan her yeri yürüyerek gezebilirsiniz. Ne kadar bazı insanlar tarafından diğer Baltık şehirleri gibi Vilnius'un küçük ve zaman kaybı bir yer olduğu düşünülse de; renkli kafeleri, barları, binaları ve her noktası çiçeklendirilmiş sıcacık sokaklarıyla biz bu şehri sevdik.
Baltık ülkelerinde yaygın olarak bulunan kehribar (amber) galerilerine bu şehirde sıklıkla rastlayabilirsiniz. Amber kullanılarak yapılmış kolyeler küpeler yüzükler sevdikleriniz ve sizler için güzel bir hatıra olabilir ben hemen kaptım mesela. Vilniusdaki fiyatlar Letonya ve Estonya'ya göre daha alınası.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder